Yeni bir Çek, yeni bir bira, gece kadar siyah, stout kadar koyu: Budweiser Budvar B:DARK
Cooook öncelerde, ilk çıktığında Bud ve hikayesinden ve isim savaşlarından bahsetmiştim. İlgili yazıya buradan erişebilirsiniz: https://birasever.com/blog/2018/8/3/yeni-bira-alarmi-budweiser-ya-da-avrupada-bud
Bugün ise, Çek lagerleri kategorisinde aramıza yeni katılan Budweiser Budvar Dark lager yazıya konu oluyor. Dark lager türü çoğu bira sever için esrarını koruyan bir tür bana sorarsanız. Çünkü varsayımlar genelde tercihlerimizi şöyle şekillendiriyor:
Açık renk = Lager
Koyu renk = Ale
Siyah = Stout ya da Porter
Önceki yazılarımda mutlaka görmüşsünüzdür. Lager demek alttan fermente demek, düşük sıcaklıklarda yavaş bir fermantasyon demek. Hatta bazı durumlarda biranın aylarca dinlendirilmesi demek ki servise ya da şişelemeye hazır hale gelsin.
Eğer bira yaparken seçilen maltlarda kavrulmuş ya da koyu renk malt varsa, bu kavurma işleminden gecen nüanslar ayni şekilde biraya da geçecek ve biraya rengini verecek. Budvar Dark Lager ismine ve rengine yakışır şekilde Moravian Pilsner, Munich, caramel ve kavrulmuş arpa maltı içeriyor. Son dokunuş ise Saaz şerbetçiotlarından geliyor. Zaten burunda ilk aldığınız koku da hafif kavruk aroma oluyor ki bu da Kavrulmuş arpa maltının eseri.
Küçük bir anekdot: Çek Cumhuriyetinde tmavý olarak bilinen Dark Lager türü, aslında geçmişte bir “kadın içkisi” olarak anılmıs hep. Erkekler koca koca bardaklarında bol köpüklü, genelde %5 alkol oranında açık renkte lagerleri mideye indirirken, Kadınlar küçük kadehlerinden %3.5 alkollü koyu renkteki lagerlerini yudumlarmış.
Dark Lager türü ( Tmavý Ležák)
Bu türün atası U Fleků isimli Prag’da bir pub/microbrewery. Atası diyorum çünkü 1499 yılında aile işletmesi olarak kurulmuş. 1999’da 500. Yaşını kutlamış. İnanılmaz! Prag’ın en eski üreticisi unvanını da taşıyor bu şekilde. U Fleků Çek dilinde "Flekler’de” demek. Jakub Flekovský 1762 yılında tesisi satın alınca ismini değiştirmiş ve kendi soyadını kullanarak yeni bir marka yaratmış. Flek, kurucunun soyadı olan Flekovský’den geliyor. U Fleků da, “At the Fleks” demek.
Pub’da sadece bir adet bira üretiliyor: Flekovský Tmavý Ležák 13° ("The Flek Dark Double Lager at 13°P"), bir başka ismi de Flekovská třináctka ("The Flek Thirteen"). (İsimdeki 13°, biranın Plato cinsinden yoğunluk değeri. Plato’yu Original Gravity’ye çevirmek için Plato değerini 4 ile çarpıyoruz: 4x13=52. Bunu da 1.052 SG olarak yoğunluğa cevirmiş oluyoruz.)
Budweiser Budvar B:DARK / Czechvar B:DARK
Budweiser Budvar B:DARK / Czechvar B:DARK, ilk olarak 2004 yılında Budweiser’in České Budějovice’deki tesisinde üretilmiş. Geleneklerin çok dışına çıkmadan, %5 alkole yakın olacak şekilde, %4.8 alkol oranıyla raflarda yerini almış. Açık renkli kardeşindeki gibi Saaz şerbetçiotuyla acılık ve aroma verilirken, yine ayni şekilde 90 günlük bir olgunlaştırma surecinden geçiyor. En büyük farkı da öncelikle renginde sonra profilinde. Kavrulmuş arpa latte rengine yakın bir kopuk ile birlikte yoğun bir kahve aroması veriyor.
En büyük yanılgıyı damakta bıraktığı hissiyat yaşatıyor. Gözler, koyu renkteki birayı ve açık kahve kopuğu görünce beyne direkt: “Yüksek gövdeli, yoğun ve ağır bir dark ale beni bekliyor yine” sinyali gidiyor. Ve bunun tam tersi, alelade bir lager kadar yumuşak ve kolay içimi ile şaşırtıyor ilk yudumda.
Algı çok enteresan bir kavram; birinin mavi dediğine öteki mor diyebiliyor. Birinin koyu veya ağır bulduğunu öteki hafif bulabiliyor. Bu bira da tam böyle hissettiriyor bana şu an. Bir stout ya da porter gibi kalıcı bir koyuluk, kavrukluk yok mesela. Daha çok, bir yudum alıyorsunuz ve birkaç saniye sonra damakta pek de iz bırakmadan akıp gidiyor. Tıpkı bir lagerde olması gerektiği gibi. Ve tıpkı Budweiser’da olduğu gibi. Bu bira kardeşinin neredeyse aynısı, sadece daha koyusu…
Bal tatlılığını ve kokusunu andıran malt karakteri aynı zamanda hafif kavruk notalar da veriyor. Ilk yudum…Ilk yudum biraz ağır hissettirse de biranın lager olması hemen devreye giriyor ve boğazdan akıp gitmesini sağlıyor. Bitişe doğru hafif bir karamel tadı yakalasam da yerini hızlıca kahveye bırakıyor. Ancak oldukça temiz bir bitişi var. Sanki iki saniye önce bu betimlediğim tatların hiçbirini almamışsınız gibi, ne varsa silip süpürüyor.
Bir stout veya porter’a kıyasla kesinlikle daha “dark” değil. Ancak koyu renk dendiğinde aklınıza porter ya da stout geliyorsa, bir daha düsünün çünkü bu bira tipik bir lager. Benim damağım için hafif kalsa da, lager standartlarından bakıldığında ağır olarak nitelendirilebilecek bir bira. Yazın serinlemek için içilmeye müsait, ama kişin soğuğa karşı yüksek gövdeli doyurucu bir şey arıyorsanız, sizi tatmin etmez.