Farklı biralar atlası, istikamet Kuzey Amerika
Butik biraların Amerika'da patlamasıyla bundan herkesin yararlandığı bir gerçek. Tabii ilk olarak etkilenecek ülkeler arasında da sınır komşusu olan Kanada geliyor. Amerika'nın kuzeyindeki bu geniş ve soğuk coğrafyada durum nedir peki? Bir takım rakamlarla durumu kısaca özetleyelim: Kanada'da bira tüketimi alkol tüketiminin yüzde 50si civarında şu anda. İçilen biraların yaklaşık %80'i yerli üretim, yani Kanada biraları. Bu iyi bir şey gibi gözükse de devlet kontrolünde bir dağıtım ve satış gerçekleşiyor. Bu sayede yerli biralar daha geniş kitlelere erişip, daha yüksek dağıtım rakamlarına ulaşırken ithal biralar kıyıda köşede kalıyor. Ama ithal bira satışları da payını hızla arttırmaya devam ediyor. %10lardan %20 lere kadar gelmiş günümüzde.
Buraya biranın yolculuğu nasıl gerçekleşmiş? Kanada'ya bira ilk kez 17.yy'da Avrupalı sömürgecilerle gelmiş. Geldiklerinde de görmüşler ki Kanada'nın iklimi bira üretmek için çok uygun. Kanada deyince aylarca karla kaplı yerlerin canlandığı zihinlerimizin bu gerçeği algılaması kolay olmayabilir tabii. O dönemde soğutmanın henüz bulunmadığını düşünürsek, daha dondurma, soğutma, buzdolabı, soğutma tanklarının hiç biri yok. İlk üretim tesisleri sırasıyla Montreal ve Quebec'e kurulmuş. Bunun neden önemli olduğunu zaten ileride anlayacaksınız. Şu an Kanada bira üretiminde Quebec bölgesi lezzeti ve çeşitliliği ile başı çekiyor.
Tabii her şey bu kadar parlak değildi. Savaş dönemlerinde alınan önlemleri hatırlarsınız önceki yazılardan. Ve gelen baskıları. Kanada'nın da karanlık bira günleri I.Dünya Savaşı dönemine denk geliyor. Eyaletlere göre savaş döneminde de birayı yasaklamaya yönelik bazı düzenlemeler yapılmış. Bu kanunların eyaletlere göre hayata geçirilip çıkarıldığı tarihler:
British Columbia 1917
Alberta 1916
Saskatchewan 1917
Manitoba 1916
Ontario 1916
Quebec 1919
New Brunswick 1917
Nova Scotia 1921
Prince Edward Island 1901
Yukon 1918
Newfoundland 1917
Çoğunlukla 1920lerin sonuna doğru yasaklar kalkmış olmakla beraber, alkollü içkilerin satışları ya likör lobileri ya da devletin sahibi olduğu dükkanlarda gerçekleşmekteydi. Bunun sonucunda da çok az üretici hayatta kalabildi. 20. yüzyılın sonuna doğru anca yerel üreticiler tekrar sağda solda üretmeye başladılar. Ancak bazı eyaletlerde hala brewpub ve brewery açma yasağı bulunmakta. Buna rağmen yükselişte olan iki eyalet dikkat çekiyor. Ontario ve Quebec.
Kanada'nın en iyi 100 birasından 46'sı Quebec çıkışlı. Bu inanılmaz bir rakam. Montreal'den Dieu du Ciel 17 farklı birayla, Chambly'den Unibroue 10, Charlevoix 7 bira ve Les Trois Mousquetaires 5 birayla başı çekiyorlar. Le trou du Diable da oldukça ünlü bir başka üretici.
Ontario'da ise bambaşka bir tablo mevcut. Beer Advocate'ın düzenlediği Kanada'nın en iyi 100 birası listesindeki 13 bira buraya ait. Muskoka, Wellington ve Flying Monkeys başı çekiyorlar. Ontario'da bira satışı Belçikalı InBev, Amerikalı MolsonCoors ve Japon Sapporo'nun oluiturduğu devlet tarafından yönetilen özel bir monopol tarafından gerçekleşmektedir. Beer Store adı verilen bu oluşum satışların %8='ini yapıyor. Geri kalan %20 ise LCBO ( Liquor Control Board of Ontario) adlı yine devlet tarafından idare edilen bir başka kuruluş tarafından gerçekleşiyor. Çok değişik bir tekel sistemi anlayacağınız.
Büyüklü küçüklü bir çok üreticiden, pubdan ve beer house'dan bahsettim yukarıda. Bunlardan Toronto'da yer alan bir kaçını mercek altına alalım kısaca.
Toronto Bira Rehberi
Bir yere gitmeden önce bazıları müzelere, tarihi eserlere ve restoranlara bakar. Bazıları da tutkusu ve hevesi doğrultusunda nerede iyi ve farklı bira içebilirim kısmını araştırır. Bu konuda RateBeer'in sunduğu "Places" veritabanı oldukça yararlı. Bu Toronto için bir kesit:
Kendinize rota çizdikten sonra işin en güzel kısmı kalıyor, o da mekan mekan gezmek, menüleri karıştırmak, bira ve yemekleri eşleştirmek. Şimdi listeye tepeden başlayalım. İlk olarak BarVolo.
BarVolo
RateBeer!a göre Toronto'nun en yüksek puanlı bira noktası burası. Tam 98 puan almış 100 üzerinden. Sebebini anlamak çok da zor değil, her gün bira listesi güncelleniyor, ve hem mekanda tabloda hem de websitelerinde güncelleyip duyuruyorlar. 32 çeşit fıçı biraları sürekli değişiyor. Yerli ve yabancı bir çok şişe bira da mevcut.
Mutfağı da en az içki menüsü kadar zengin. Domuz etiyle dolu değil, eğer yemiyorsanız kendinize göre bir şey mutlaka bulursunuz. Pizza çeşitleri, salata ve atıştırmalıklarla dolu 10 numara menüleri var. Seçtiklerimiz:
Amsterdam Brewhouse
Göl kenarında 80 puan almış bir mekan. Manzara muhteşem ötesi. Dışarıda da bir dünya masası var. Kendi biralarını yapıyorlar 1986'da kurulduklarından bu yana. NişantaşıTaps'e gitmiş olanlar hatırlar, barın arkasında fıçılar vardı kocaman kendi biralarını oralarda yaparlardı. Burası da o tarz. 2 katlı ve içeride fıçılar ile birlikte kocaman mayalama kazanları var.
Gelelim asıl konuya. Şu an ürettikleri 9 farklı bira var. 2 tane lager: Natural Blonde ve 3Speed Lager, 1 tane brown, 1 tane amber ve 1 de pale ale olmak üzere 3 çeşit ale var. Ve tabii ki craft biranın vazgeçilmezi IPA. En çok sattıkları Boneshaker IPA, oldukça acı klasik bir Amerikan IPA, greyfurt kokulu yoğun şerbetçiotu aromalı bu IPA %7,1 alkol oranı ve 80 birim IBU'ya sahip. 4 farklı şerbetçiotu kullanılmış üretiminde: Amarillo, Centennial, Summit ve Chinook. Bir diğer IPA ise Fracture ismiyle geçiyor ve %9 alkolüyle tam bir bomba. Aromayı elde etmek için 2 kere dry hopping yapılıyor. IBU: 105...Surat ekşiten, dudak büzen cinsten. Son olarak da 1 radler ve 1 tane de frambuaz aromalı buğday biraları var. Bunlara ek olarak hem mevsimsel hem de deneysel biralar da üretiyorlar. Anlayacağınız gibi oldukça büyükler bölgede.
Ne içmek istediğini bilmeyenler için 4'er biradan 4 farklı kombinasyonlu flightları var. Önce deneyeyim sonra beğendiğimi büyük söylerim diyorsanız, bunlar size gelsin:
Bu kadar güzel biralar varken eşlik edecek yemekleri yapabilmek de oldukça beceri ister. Amsterdam Brewhouse'un menüsü kıyasladığımız diğer mekanlara göre daha kısıtlı. Ama hakkını vererek çok çok lezzetli bir şekilde sunmak için olağanüstü bir çabaları var. Hem damağa hem de göze hitap eden süper porsiyonlara yakından bakalım:
Geri kalan bir kaç yeri bir sonraki yazımda yayınlamak üzere şimdilik Ontario klasörünü kapatıyorum. Yolunuz düşerse veya düşecekse seve seve öneride bulunabilirim. Herkese Hoppy günler.