BiraSever

View Original

Alkolsüz bira nedir? Alkolsüz bira niye var? Alkolsüz bira gereksiz mi?

Bugün bir oksimoronu açıklamak istiyorum. Ülkemizde çok yaygın olmasa da yurt dışında oldukça büyük kitlelere hitap eden bir kavram: Alkolsüz bira.

Ama hepsinden önce “Oksmioron” nedir, oradan başlayalım.

“Oksimoron, birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt iki kavramın bir arada kullanılması ve bu şekilde oluşturulmuş ifade. Bazen anlamı kuvvetlendirmek için veya edebî sanat yapmak amacıyla kullanılır; bazen de halihazırda kullanılan bir kavramı eleştirmek veya alaya almak için kullanılır. “

“Türkçeye Fransızca'dan geçen kavramın kökeni Yunanca oxus (keskin) ve môros (aptalca) sözcükleridir.”

Örnek verelim tam olsun: “Orijinal kopya, sessiz çığlık, ya da “alkolsüz bira” gibi.

Alkolsüz bira oldukça düşük alkol oranına sahip malt içeceklerinin ya da biraların kümesidir. Sadece ismine bakınca hiç alkol içermediğini varsaymak gayet mümkün, ancak bu düşünce yanlış.

Dünya genelinde oranlar ülkeden ülkeye değişmekle beraber Amerika için kabul gören alkolsüz bira oranı %0,5 ABV.

İngiltere’de “hiç alkollü” ya da “sıfır alkollü” içeceklerin içermesine izin verilen yasal alkol oranı %0,05. Alkolü alınmış ya da “alkolsüz” içeceklerde izin verilen oran ise %0,5 ABV.

Avrupa Birliği için de bu oran %0,5 ABV olarak belirlenmiş.

Alkolsüz bira nereden çıktı?

Düşük alkollü biraların geçmişi Orta çağ Avrupası'na dek uzanmaktadır. Düşük alkollü biralar, parazitlerden arındırıldığı için uzun yıllar içme suyuna alternatif olarak kullanılmış. Alkol bakteri ve parazitleri öldürdüğü için bir nevi dezenfektan görevi görüyor. Bir diğer sebep de festivallerde içilen standart biralardan daha ucuz olması (Öğrenci her yerde öğrenci, her çağda ve dönemde öğrenci). Günümüzde ise dışarı çıkıp sosyalleşmek isteyen sürücülerin eve dönüşlerde ayık olma yükümlülüğünden dolayı, bu biraların geliştirilmesine ön ayak olmuş.

1980 ve 90lı yıllarda, “alkolizm”’e karşı kasılan duyarlar sebebiyle bu “light bira”lar biraz daha aranır hale gelmiş. 2010’lu yıllar ise bu tarz düşük alkollü biralar büyük üreticilerin ev biracılığının önünü kesmek için kullandığı birer reklam malzemesine dönüşmüş.

2000’li yıllardan itibaren alkolsüz bira satışlarında enteresan bir yükseliş yaşanmış. Özellikle de Müslüman ülkelerde. Günümüzde alkolsüz bira satışlarının 3’te 1’ine yakını Ortadoğu’dan gelmekteymiş mesela. 2012 yılında İran’da 2007’ye oranla 4 kat fazla alkolsüz bira tüketilmiş. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinde alkol bazı bölgelerde kısmen bazı bölgelerde de tamamiyle yasak olduğu için, müminler alkolsüz birayı daha çok tüketir haldeler.

Alkolsüz bira nasıl üretilir?

Öncelikle biranın nasıl üretildiğine hakim değilseniz şayet, daha önceden hazırladığım şu yazıya ve üretim aşamalarına mutlaka göz atmanızı öneririm:

Bira nasıl üretilir?


Alkolsüz ya da düşük alkollü bira üretmek de tamamen bu aşamalardan geçilerek yapılıyor. Fazladan gerçekleşen tek işlem 7. aşamadan sonra ve son aşamadan önceki adımda hallediliyor. Henüz gazlanmamış bira önce ısı verilerek kaynama noktasına kadar kaynatılıyor. Veya Kazandaki basınç vakum yardımıyla azaltılarak alkolün oda sıcaklığında kaynaması sağlanıyor. Bu ikinci yöntem aslında üreticiler tarafından en çok tercih edilen yöntem. Çünkü olgunlaşma aşamasına geçmiş bir birayı kaynatmak, ısı vermek, sıcaklığıyla oynamak nihai biranın tadına oldukça ters etki edecektir.

Sonra alkol büyük ölçüde ya da tamamen buharlaşana kadar bu işleme devam ediliyor. Dikkat edilmesi gereken bir başka konu da bu süreçte buharlaşacak sıvı miktarı. Alkolle birlikte bir miktar bira da buharlaşmış olacak. Bu kaybı telafi etmek için de üreticiler kazana su ekliyorlar.

Alkol yok edildikten sonra da üretim süreci kalındığı yerden devam ediyor, yani önce karbonasyon veya gazlanma, sonra da şişeleme.

Ancak bu bahsettiğim yöntemlere ek olarak daha ince teknikler de bulunmakta. Onlara bu yazıda değinmeyeceğim. Ancak merak edenleriniz olursa seve seve cevaplarım mail veya yorumlarda.