BiraSever

View Original

Ucuz tatil, vizesiz seyahat ve craft bira: Sırbistan'ın göz bebeği Dogma

Dolar ve Euro’nun katlanarak arttığı şu günlerde, bir uçak bileti şurada dursun, vize ücreti bile tek başına seyahate çıkmaya engel. Bu şartlar altında tatil destinasyonları vizesizlerden seçilmeye başlandı: Karadağ, Bosna, Sırbistan… Bu ülkelere gidip ne yapabilirim diye araştırma yapıyorsanız Belgrad’a bira için uğramadan seyahatinizi tamamlamayın derim. Sebeplerinden biri bu yazının konusu.

Dogma Brewery

Ya bir hangar, ya bir fabrika ya da kocaman bir depo…Bu üçünden birini terk edilmiş olarak bulduğunuz vakit Brewery açma hayalinizin gerçekleşmesi an meselesidir. Dogma için de benzer bir durum söz konusu. Yarısı hala harabe olan, kırmızı kiremitlerle bezenmiş Sırbistan’ın en eski şeker fabrikası. Fabrikanın duvarları renk renk grafitilerle süslenmiş. Tesis eski dursa da, grafitiler bir o kadar modern ve “punk” bir görünüm kazandırmış.

Açık kısmında güneşin tam tepeden yaparak yarattığı o zulüm, kapıdan girdiğinizde tam zıt yönde değişiyor. Üretim yeri ve barın olduğu kısım adeta buzhane. Kontrast içeride de devam ediyor, neon aydınlatmalar, modern mobilya ve dekorlar ve barın arkasından üretimi görmenizi sağlayan boydan boya cam…

Kurucu Vladimir Stojkovic

Dogma’nın çıkış noktası da bir çok brewery hikayesinde olduğu gibi bir çocukluk hayalinin gerçek olması serüveni. CEO Vladimir Stojkovic’in çocukluğu Belgrad’a 100km uzakta Majdanpek adlı bakır ve altın madenlerinin olduğu bir kasabada, diğer kurucu ortak Mladjen Merdović ile birlikte geçmiş. Okulu bitirir bitirmez de başka bir şehre Gıda Mühendisliği dersleri almaya gitmiş.

Eğitimin sonunda hocaları, herkese sorduğu soruyu Vladimir ve Mladjen’e de yöneltmiş: “Sırada ne var?”. Vlad hayalinin bir brewery açmak olduğunu söylemiş, biracılık ve bira üretmek namına hiç bir şey bilmiyorken. Biraya ait tek şey Almanya ve Çek Cumhuriyetinde gördüğü microbrewerylermiş (Yılda 15.000 fıçıdan az üreten üreticiler mikro üretici olarak geçmektedir). Bunların üzerine Belgrad’da bira ve malt teknikleri üzerine bir lisans eğitimi alması gerektiğinden artık iyice emin olmuş.

Sırp devriminden 3 gün önce başkente gelmiş ve onca şeye rağmen Belgrad’a aşık olmuş. Bu aşkını da şöyle özetliyor:

”Önümüzdeki 5 senede Avrupa’dan daha fazla turistin geleceğini düşünüyorum. Ucuz tarifeli uçuşların artması da büyük artı. İnsanlar çok arkadaş canlısı ve size hep yardım etmek destek olmak istiyorlar, güzelliği paylaşmak istiyorlar. Sanki kültür ve şehir yerine bir ürünümüz var ve onunla gurur duyup yaymak istiyoruz.”

-Balkans dergisinin Eylül 2018 röportajından alıntıdır

Vladimir’in Craft bira hareketi ile ilk tanışması dönem ödevi için kök birası araştırması yaptığı sırada olmuş. Dogfish Head ve Stone’un biralarını görünce kendini kaybetmiş tabii. O dönemde Sırbistan da aynı Türkiye gibi. Yabancı bira görmek tam bir hayal.. Şu anda da kaderimiz benzemiyor değil aslında, neyse.

Biraz genel kültür: Sırbistan’ın milli içkisi olan Rakija, konyak türünde bir içkidir. Bir sürü üretim ve damıtma tesisinin bulunduğu ülkedeki tesislerden birinde ülkenin en genç damıtıcılarından biri olarak işe başlar Vladimir Bey. İşe başladıktan kısa bir süre sonra tesisin yönetimi kaliteden çok paraya odaklanan oğluna kalmış babasından. Kalite o kadar düşmüş ki Vladimir işten ayrılma noktasına gelmiş. Şu an Dogma’daki kaliteli malzeme kullanımı ve bira üretim standartlarından ödün vermeme prensibini buna borçlu olduğu kesin.

Bunca hikayenin sonunda bir kaç arkadaş nihayet bir araya gelirler ve Belgrad’ın ilk craft bira barını açarlar. 2014’te açılan bu yerin adı Miner’s Pub. İsme dikkat. Geldiği yeri ve çocukluğunu unutmayan bir vizyonerden çıkma; madencilik ile geçimini sağlayan doğduğu kasabaya daha güzel bir ödül verilemezdi.

Bu çalıştığı yerin öneminden şöyle bahsediyor Vladimir:

“En iyi pazar araştırmasını pub sayesinde yapabildim. Turistlerle konuştum, ev biracılığımı ilerlettim. Aslında tam bir Amerikan hikayesi, aslında biralarımız da tipik Amerikan biralarıydı.”

2015 yılında Bölgesel bira festivaline açtığı mekan ev sahipliği yapmış. Hırvatistan, Avusturya, Slovenya ve daha bir çok ülkeden bira ithal etmiş ve adını sektörde epey duyurmuş. Artık hayallerini gerçekleştirmeye daha da yakınlaşan Vladimir bundan sonrasını planlamaya koyulur.

2015’in sonuna doğru kendi üretim yerini açmak için yatırımcılara haber yollamaya başlamış. Biraz hayal kırıklığı yaşamış ve beklediği ilgi ve alakayı görememiş. Ta ki hikayenin başında bahsi geçen eski dostu Mladjen ile tekrar iletişime geçene kadar. Mladjen başarılı bir girişimci ve ülkenin önde gelen Bitcoin yatırımcılarından olmuş. Şu an Bitcoin’in durumu tartışılır tabii. Ama bundan 3 sene önce zirve yaptığı noktalarda, hele de paranız varsa köşe olmamak için çok çabalamanız gerekiyordu.

Eylül 2015, Vladimir 35 yaşında bademciklerini aldırmak üzere hastane odasında yatıyor ve ameliyatı bekliyorken Mladjen kendisini ziyarete gelmiş. Ağzından şu kelimeler dökülmüş: “İstediğin üretim yerini kuracağız!”. Bir kaç hafta içinde planlar yapılmış, ekipmanlar alınmış ve ondan sonrasını biliyorsunuz çünkü muhtemelen Dogma’nın barında oturup bütün biralarını denediniz ve bu hikayeye siz de dahil oldunuz.

İlk bira Temmuz 2016’da musluklardan akmış. 2 senede kapasite senede 16.000 litreden 32.000’e çıkmış. Bünyesinde çalıştırdığı 4 gıda mühendisi ile gelecekte de başarılarının devam edeceğinin sinyalini veriyorlar. Barın yanındaki taproom ya da tadım odası Mart 2017’de açılmış. Satışın yarısı Hoptopod IPA’den geliyor. Ben IPA sevmem demeyin, gitmişken deneyin.

Craft bira pazarında payı bulunan mimarlardan Flying Dog’dan Jim Caruso ile birlikte bira yapma şerefine bile erişmiş. Bir insanın kariyerinde ulaşabileceği en üst noktalardan biri olsa gerek. Sırbistan’ı gezerken Dogma’nın ürettiği Hoptopod’u denemiş ve hayran kalmış. Bunun üzerine birlikte bir bira bile çıkarmışlar: Flying Dogma Galaxy IPA. Hoptopod’un Ratebeer Puanı hem stilde hem de genelde 94!

Bu kadar başarıdan ve işbirliğinden sonra, sıra biraları ihraç etmeye geliyor. İngiltere, İtalya ve Fransa hedef ülkelerin başında geliyor. Acaba bizim ithalatçıları mail bombardımanına tutsak getirirler mi bu biralardan? Ne dersiniz?