Butik birada ezber bozan İsveçli ile tanışın

İlkokul çağımıza dönelim. Konu Kümeler. Bir Venn diagramı çizin, kümelerden birinin adı "Bira" diğeri de "moda" olsun. Kesişim kümesine koyabileceğiniz üretici sayısı bir elin parmaklarını geçmez zaten. İlk akla gelen şüphesiz ki "Mikkeller" olur. Ama artık bir oyuncu daha var. O da Mikkeller'in yaptığı gibi bir sanatçı barındırıyor bünyesinde: Omnipollo'dan bahsediyorum.

Kendisiyle ilk tanışmam Instagram üzerinde minimalist şişe tasarımlarının dikkatimi çekmesiyle oldu. Gittiğim Avrupa seyahatlerinden birinde "Biererei" isimli Bottleshop'ta onca zamandan sonra ilk rast geldiğim biraydı: Omnipollo Noa Pecan Mud Cake. Zaten nasıl dikkatimi çekmesin, şu tasarıma bakar mısınız:

Projenin arkasında 2 isim var: Henok Fentie ve Karl Grandin. Henok, zamanını evde bira yaparak geçiren ancak artık bir pro'ya dönüşen, projenin bira kısmı. Karl ise estetik yüzü ve aynı zamanda "Cheap Monday" adı verilen İsveçli uygun fiyatlı denim markasının kurucularından. Merak edip hikayelerini okudum ve yine insanı hayallere sürüklüyor. Yalnızca haftasonları açık olan ve şehir merkezine uzak bir mağazanın tutması ve işlerin büyümesi...Tasarımın ve modanın hakkını fazlasıyla veren bir ülke buradan anladığım.İsveç'i gezme fırsatı bulduğum 2 günde insanlar tarzlarıyla ve vücutlarını saran dövmeleriyle bana "Nereye geldim lan ben?" dedirtmişti. Hala da dedirtiyor.

Söylediklerine göre ikisi de birbirinden bağımsız ve birbirlerini etkilemeden çalışıyor. Biri bira yaparken diğeri sürekli sanatını icra ediyor ve arada kalan zamanda da bira üretiyorlarmış.

Tanışmaları bir arkadaşları vasıtasıyla 2010 yılında olmuş. Henok Belçika'da geçirmiş olduğu 1 senenin ardından Stockholm'e yeni gelmiş. Sanat galerisi sahibi olan ortak arkadaşlarına piyasaya sunmak istediği bir biradan bahsetmiş. Biranın taslak çizimlerini arkadaşına göstermiş ve arkadaşı göz devirmiş: "Piyasadaki herhangi bir biradan hiç bir farkı yok" diye düşünmüş. Ömrünün ve hayallerinin birasını bu kadar sıradan bir şekilde görmek onu üzmüş ve bu vizyoner arkadaşı da bir sanatçı olan Karl ile tanıştırmış Henok'u. Tanıştıklarında neredeyse tam gün sohbet etmişler ve konular Max Ernst (Alman ressam, heykeltraş), René Magritte (Belçikalı sürreal ressam), Hieronymus Bosch (Hollandalı Rönesans ressamı) ve Dadaizm olmuş. Seviyeyi siz hayal edin arkadaşlar. Yükseldikçe yükselmiş. Kafalar da uyuşmuş ve birlikte çalışmaya karar vermişler.

2011 yılında Omnipollo olarak üretime başlamışlar. İngilizce "Omnipotent" yani "her şeye gücü yeten, kadir" kelimesiyle İspanyolca "tavuk" anlamına gelen "Pollo"'nun birleşiminden oluşmuş. Yani "Kadir Tavuk"...Ben hiç bir şey anlamadım. Ya çok derin bir anlam ve gönderme içeriyor, ya da tamamen hipster bir isim. Karar sizin.

Bu birleşmeden tam 3 sene sonra RateBeer Dünya'nın en iyi 100 Üreticisi listesine giriyorlar. Bu arada üretici diyoruz ama kendi imalathaneleri yok. O sebeple "Çingene" (gypsy brewery veya phantom brewery) olarak geçiyorlar. Başka bira üretcileri ile ortak bira üretip onların altyapı ve tesislerinden yararlanarak işbirliği içinde bira üretiyorlar.

Şu ana kadar birlikte üretilen biralar ve biraevleri şu şekilde: Evil Twin, Siren Craft Brew, Buxton Brewery, Prairie Artisan Ales, Tired Hands Brewing Company, To Øl, Trillium Brewing ve daha nicesi, ben yazmaktan yoruldum şu an. Bütün biraları ve collaborationı merak edenler için link: https://untappd.com/Omnipollo/collaborations

Şu an 20'den fazla ülkeye dağıtım yapıyorlar. Bizim ülkemiz listede yok. Şaşırmak da yok bu duruma. İsveç iç pazarından sonra en büyük pazar olan Amerika'daki payını iki büyük işbirliği ile arttırmış: Pennsylvania'dan Tired Hands Brewing Co. ve Oklahoma'da Prairie Artisan Ales...İkisi de çok güçlü ve büyük üreticiler. Ürettikleri biralar da şu an kapış kapış gidiyor. En ünlü seri de Milkshake IPA serisi.

Tasarım olarak son derece farklı ve minimalistler. Raflarda dikkat çeken bir albenileri var şişelerinin. Sevgili Birasevdası ile bu konuda bir konuşmamız olmuştu, ve ben Omnipollo'nun tasarımlarımı Mikkeller'in üstüne koymuştum. Kendisinin bana cevabı net olmuştu: "Üzerinde bok resmi olan bir bira yapıyorlar, hangi tasarım?". Bahsettiği biralar:

Bir röportajlarında kendilerine sorulan "Sizin gibi başka iyi bira/iyi tasarım temalı üreticiler var mı?" sorusuna 3 tane üretici sayıyorlar:

Tabii ki Keith Shore ve efsane tasarımlarıyla Mikkeller, Jean Broillet öncülüğünde Tired Hands ve son olarak da Prairie Artisan Ales'daki iki kardeşten biri olan Colin Healey ve olağandışı fikirleri...Birasevdası şu an için haksız görünmüyor :) Soldan sağa: Prairie, Tired Hands, Omnipollo:

Kapış kapış giden bu biraları bulmak da epey zor. Bu arada hiç de ucuz değiller. Hem sınırlı üretim, hem sınırlı dağıtım hem yüksek fiyat. Bu durumu "Biz insanlara deneyim satıyoruz" (Evet biz de yedik gerçekten, Starbucks da aynı bahaneyi senelerdir kullanıyor bize karşı) diyerek açıklıyorlar.

Şu an için Omnipollo'nun bir barı veya pub'ı bulunmuyor. Ancak yeni faaliyete geçen sempatik bir pizzacıda yerleri var, Pizzahatt. Omnipollo biralarını fıçıda bulabilirsiniz. Grandin'in elinden çıktığı beli olan tasarımlarıyla bezenmiş küçük bir yer. Sağda bir fırın örneğini görüyorsunuz mekandan. İsveç'e yolunuz düşerse uğramayı ihmal etmemeniz gereken bir yer.

Omnipollo'nun bira hakkında bildiklerimizi kökünden değiştirdiği bir gerçek. 2 haftaya yurtdışı seyahatim var ve alabildiğim kadar Imperial Stout'unu almayı planlıyorum. Puanları 95-100 arasında değişen stoutlarıyla fenomen olma yolunda gidiyorlar.