Bira içme sanatı

"Biranın da sanatı mı olur?" demeyin. Alt tarafı bardağa doldurup mideye indiriyoruz en nihayetinde. Yapılabilecek en ince ayar biraya uygun bardağı seçmek olur en fazla. Ama maalesef bundan fazlası var. Dışarı çıktığımızda köpüksüz, bardağın da ağzına kadar dolu olduğu biralardan içmedik mi? Hepimiz içmişizdir, ve bu kötü anı hatırlamamamız normal. Peki ya bardaktan taşarcasına upuzun Weizen bardağında gelen köpüklü bir buğday birası? Ya da chalice'te servis edilen içinizi ısıtan Belçika birası? Bu güzel anı yaşayan herkes hatırlıyordur bir noktada.

Bu tarz anlar için biranızın iyi görünmesini, tadının iyi olmasını ve içerkenki tecrübenin de kusursuz olmasını istemek en doğal hak. Servis yapmak konusu yine uzun bir konu ve detaylı bir konu, o sebeple başkalarına sunmak yerine kendimize bira sunduğumuz bir ortamda "Bira nasıl içilir?" sorusuna cevap vermeye çalışacağım.

Temelde 3 etken var: Sıcaklık, bira bardağı ve birayı dökme şekli

1) Sıcaklık

Uzmanlara göre her biranın içilmesi gereken ideal bir sıcaklığı var. Gerçi bu tarz bir yargı için uzman olmaya gerek yok, tadından da anlayabiliyoruz az çok. Genellikle servis sıcaklığı biranın alkol oranıyla bağlantılıdır. Biradaki alkol oranı yükseldikçe daha ılık ya da oda sıcaklığına yakın sıcaklıklarda servis edilmesi önerilir. Çünkü bu tarz biralar yüksek alkol oranlarından dolayı zaten yavaş içilir ve içinde barındırdığı karmakarışık tat ve aromalardan bu şekilde keyif alınır. Düşük alkollü biralar mesela Pilsnerler serinletmek amacıyla içildiği için soğuk içildiklerinde gerçek kıvamlarına ulaşmış olurlar.

Değinmem gereken son nokta içmeden önce kullanacağınız bardağın sıcaklığı. İçeceğiniz bira türüne göre ya oda sıcaklığında ya da buzdolabında beklettiğiniz bir bardaktan servis edin. Ama sakın buzlukta beklettiğiniz bir bardağı bira servisi için kullanmayın. Buz gibi bardaklar biradaki koku ve aromaları gizlediği gibi gerekenden fazla köpürmelerine de sebep olur.

Son noktadan bir sonraki noktaya da gerek duydum, şu an aklıma gelen bir başka şey de büyük markaların pazarlama taktiği ile alakalı. Bu üreticiler ağzınızı, dilinizi uyuşturacak soğuklukta biralarını içmenizi tavsiye ederler. Arkasında yatan asıl sebep bu biraların ısındıklarında tatlarının ya olmayışı ya da çok kötü oluşudur.

Tavsiye edilen sıcaklıklara göre bira türlerini aşağıda derledim, ona göre servis yaparken kontrol sizde olsun:

Buz gibi: 0 - 4 derece

• Maltlı içecekler, malt likörleri
• Light veya düşük alkollü biralar (Efes Light, Miller Light ya da Alkol oranı %5'i geçmeyen Pilsnerler veya Saisonlar)

Soğuk: 4 - 7 derece

• Pilsner (cevabı hepimiz biliyoruz)
• Düşük gövdeli lagerler (Heineken, Beck's, Stella)
• Kölsch
• Belgian Wit (Hoegarden, Bluemoon)
• Hefeweizen (Weihenstephaner, Paulaner)
• Kristalweizen
• Berliner weisse

Serin: 8 - 12 derece

• American Pale Ale
• Amber Ale
• Dunkelweizen
• Orta gövdeli Lagerler
• India Pale Ale (IPA)
• Porter (London Porter)
• Altbier
• Irish Stout, Sweet Stout, Dry Stout (Guinness tabii ki)
• Tripel (Westmalle Tripel, Chimay White, St. Bernardus Tripel (Yeşil olan))

Yıllandırma, dinlendirme sıcaklığında: 12 - 14 derece

• Bitter (Fuller's ESB, London Pride)
• Lambic/Gueuze
• Baltic Porter
• Bock
• Scotch Ale
• Strong Ale, Trappist Ale, Belgian Strong Ale (Belçika biralarının çoğu, St. Bernardus Prior 8, Tripel Karmeliet, Kwak, Chimay Rouge)
• Old Ale (Old Tom)
• English Strong Ale (Golden Pride, Vintage Ale)

Ilık: 14 - 16 derece

• Imperial Stout (keşke ülkemizde olsa)
• Abt. / Quadrupel (St. Bernardus Abt. 12, La Trappe Quadrupel)
• Barley Wine
• Doppelbock (Paulaner Salvator)
• Eisbock

2) Bira Bardakları

Bira bardaklarını uzun uzadıya anlatacak değilim. Daha önce iki ayrı yazımda detaylı anlattım:

Varoluşsal sorular: Neden bira bardağı? Neden şişeden içmemeliyim? http://www.birasever.com/blog/2016/5/12/bira-bardaklari

Varoluşsal sorular 2: Bira bardakları kaç senedir var? Neden var? http://www.birasever.com/blog/2016/5/16/bira-bardaklari-tarihce

Yine de kısaca bir kaç şey yazmak gerek. Bardağı kullanırken yalnızca bardağın sıcaklığına değil, şekline ve tabii temizliğine de dikkat etmek gerek. Bira bardaklarının ana özelliklerinden ikisi köpük oluşumuna katkıda bulunması ve köpüğün uzun süre biranın üzerinde yüzmesini sağlamasıdır. Bu neden önemli? Çünkü köpük ne kadar kalıcıysa ve ne kadar kalınsa biradaki aromalar, baharat, şerbetçiotu asitleri ve yağları o kadar uzun süre burnunuza ve damağınıza çalar.

Bardağın temiz olmasına gelirsek...Düzgün yıkanmamış bir bardağın iç yüzeyinde kalıntılar olacak ve bu kalıntılar biradaki kabarcıkları ve karbonasyonu kendine çekip hapsedecek. Bu da Köpük oluşumuna ve aromaların ortaya çıkmasına engel olan bir faktör. Ayrıca kirli bir bardaktan hangimiz bir şey içmek isteriz ki?

3) Birayı dökme şekli

Geldik son adıma. Doğru bardakla servis etmek kadar önemli bir konu. Tekniğini kabaca anlatayım. Öncelikle bardağı 45* açıyla eğik bir şekilde tutun. Birayı dökmeye başlayın ve dökerken bardağın orta kısmındaki kavise doğru dökün. Bardak 2/3 civarında doluyken bardağı dik konuma getirin ve biranın ve bardağın tam ortasına doğru dökmeye devam edin. Ortaya dökmeniz, birada (türüne göre) 2cm civarında köpük oluşturacaktır. Artık bu noktada Show yapmak isterseniz bira şişesini bardaktan daha da uzaklaştırarak serviş yapabilirsiniz. Bu hem fazla köpük oluşturur hem de barmenmiş gibi tribe girebilirsiniz :)

Bira içmeyi işkenceye dönüştürmenize gerek yok, bu basit adımların birazına dikkat etseniz yeterli aslında. Afiyet olsun:)